30 Kasım 2013 Cumartesi

Kitap Yorumu - Sevgilimden Son Mektup


Sevgilimden Son Mektup
Jojo Moyes
Pegasus
479 Sayfa
Çeviri: Solina Silahlı







Jojo Moyes sanırım sevdiğim yazarlar arasına girmeyi başardı. Benim gibi her aşk romanını sevmeyen ama güzel yazıldığı zaman aşık olan biri için içinde alıntı yapabileceğim milyonlarca cümlesi olması harika bir şey. Yazar anlatırken o kadar içine giriyorum ki o duyguların, gözlerimin dolması işten bile değil. Benim için kitapta en önemli olan şey bu kadar çok sevebilen ve savaşan bir aşık bulmak, Jojo bunu bizler için sağlıyor.


  • Ama güzel yüzünü, gülümsemeni düşünebilmek ve kısmen de olsa bunun bana ait olabileceğini bilmekhayatım boyunca başıma gelen en harika şey.


Ellie, 2003 yılında bir gazetede yazı işlerinde çalışıyor. Evli bir yazarla olan ilişkisi kariyerini etkilemeye başlıyor ki sadece kariyerini değil, arkadaşlık ilişkilerini de. Doğal olarak hiçbiri evli adam olan John'u onaylamıyorlar. Ellie gazetenin kütüphanesinde  araştırma yaparken bir mektup buluyor, onu derinden etkileyen bir mektup. Hepimizi etkileyen, aşık ve kelimelerle arası iyi olan bir adamın elinden çıkmış duygu yüklü bir mektup. Ve sonra mektubun hikayesini araştırmaya başlıyor.








Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Senden önce kimseyi sevmedim ve senden sonra da hiç kimse olmayacak.








Jennifer; 1960ların içinde yaşayan para, ev, koca yani o zamanlara göre her şeye sahip bir kadın. Mutlu değil ama mutsuz olması için de bir sebep yok. Tabii geri kafalı ve kendini beğenmiş kocasını saymazsak! Bir gün gözü pek, cesur ve yakışıklı bir gazeteci ile tanışıyor. Bütün hayatını etkileyecek bir karara varmalı, hayatının aşkıyla her şeyi bırakıp gidebilecek kadar güçlü mü?

  • "Seni sevmeye devam edersem bu beni tüketir. Senden başka hiçbir şeyim olmayacak. Her an fikrini değiştirmenden korkacağım. Ve eğer değiştirirsen herhalde hayatım biter."


Ah işte tam burada Jennifer ve Anthony'nin hikayesinde yazar kalemini coşturmuş. İlla ağlatacağım diyor başka bir şey demiyor. Öyle güzel mektuplar okuyorsunuz ki ister istemez bunu yazabilen erkekler de varmış be! deyip içiniz gidiyor. Trajedik aşk hikayelerine bayılıyorum ve burada da onlardan bir tanesini görüyoruz. Sanki evren onların buluşmasını engellemek için elinden geleni yapıyor, böylece onları mutlu etmeyecek ama için için yakıp kül edecek bir aşk hikayesi hazırlıyor. Ve siz de tam o noktada onların geçmişinden geleceğine, savaşma azimlerine, cesaretlerine acizliklerine tanık oluyorsunuz.



  • O buğulu uçsuz bucaksız derinlikteki gözlerinle bana her baktığında bende ne bulabileceğini düşünürdüm hep. Şimdi bunun aşıklara özgü saçma bir bakış açısı olduğunu görüyorum. Bizim sevgimiz ancak dünya durursa biter.



Kitabın en güzel yanı da yaşadıkları aşkın yapış yapış olmayışıydı. Bir süre sonra sıkılıp yeter artık demiyorsunuz, biraz daha görmek istiyorum diyorsunuz. Konusunu okumadan almıştım kitabıi okuduğumda da umarım göründüğü kadar sıkıcı değildir diye düşündüğümü hatırlıyorum. Kesinlikle değil, ve son olarak kitabı almamı sağlayan alıntıyı paylaşıyorum.



25 Kasım 2013 Pazartesi

Kitap Yorumu - Melekler Zamanı


Melekler Zamanı
Fatma Erdek
Ephesus
543








Hiç beklemediğim kadar güzel çıkan, beni etkileyen bir kitap oldu bu. Hani bazen aklınızda yokken alıp okursunuz da vay be dersiniz ya, nedense benim için öyle oldu bu kitap. Özellikle yazarın kalemini çok sevdim, sanki sürekli gözümün önünde oluyordu olaylar, okumuyordum da izliyordum. İlk romanı olduğuna inanmak zor gerçekten.

Biz ne mi yapmıştık? Kırılmış, dökülmüştük.. Daha küçük bir çocukken, asla yepyeni olamayacak kadar eskimiştik biz.. Bizi sürdükleri oyun öylesine garipti ki.. Bize bunu yapanlardan çok.. Kendimize, içimizdeki bize küsmüştük.


Okumadan önce hüzünlü bir hikaye okumaya hazırlanın çünkü ben hazırlanmamıştım ve beni şok etkisiyle vurdu. Özellikle tarikata verilen küçük kızlar, beyni yıkanan erkek çocukları, seçenekleri ellerinden alınan herkes beni çok etkiler. Fatma Erdek sanki Kitap Avcısı bunu okumalı diyerek böyle bir şey yazmış gibiydi. Tek çocuk olmama rağmen kardeş sevgisini hissedebildim. Neredeyse keşke kardeşim olsun diyecektim, neredeyse :D Bence dünyanın en berbat şeylerinden biri çocukluğunu yaşayamamak. Çünkü ne yaparsan yap, ne yaşarsan yaşa bir insanı en çok etkileyen şey çocukluğudur. Kitabın konusu değğil ama hissetiklerimi yazmak istedim bu sefer, Çünkü hem bir kardeşe duyulan sevgiyi, hem de sevgiliye duyulan aşkı bir de Fatma Erdek'in kaleminden okumalısınız.

Kitap Yorumu - Sert Rock


Sert Rock
Olivia Cunning
Ephesus
427 Sayfa
Çeviri:Tuba Özkat






Adından da anlaşılacağı gibi sert, ateşli ve dünyanızı sallayacak bir kitap. Yorumu biraz geciktirdim doğru ama kitap tam geçen ay bu gün elime geçmişti, vizeler, ziyaretler derken yazmaya anca vakit bulabildim!

Kitaba gelirsek ilk kitabı daha çok sevmiştim, onu elime alır almaz bitirdiğimi hatırlıyorum ama bunda biraz bölündüğümü söyleyebilirim. Sanırım ben Brian gibi romantikleri seviyorum, ondan da olabilir. Onun dışında Sed de gerçekten çok sevimli bir aşık, sadece aşırı korumacı ve bu bazen onun düşüncesiz ve kaba gibi görünmesine sebep olabiliyor! Aşırı derece de sinir olmuşluğum var kitaba, kendimi Sed'in umutsuzca aşık olduğu Jessica'nın yerine koymakta hiç zorlanmadım. O da Sed gibi benim dediğim olmalı diyen erkeklerden pek hoşlanmıyor. Ama ama aşk bu, garip bir şey.

Sadece ona bakmak bile canını yakıyordu. Onu göremediği zaman, acıtıyordu. Onun hakkında düşündüğünde, acıtıyordu. Onun hakkında düşünmemeye çalıştığı zaman, acıtıyordu. Ama en çok acıtan hangisiydi, onunla olmak mı yoksa onsuz olmak mı?

İlk kitapta Jessica'nın Sed'in kalbini paramparça ederek ondan ayrıldığını biliyorduk. Şimdi olayın derinine iniyoruz ve aradan geçen yıllardan sonra çiftimizin buluşmasına tanık oluyoruz. Spoiler vermedim! Birbirine karşı koyamayan iki genç insan birlikte olmaya çalışıyorlar ama olayları sadece seks -yersen!- Ayrıca kitapta sadece bu ikisi yoktu, Trey'in başına gelen kötü bir olay da vardı ki kitabın biraz daha güzel olmasını sağlamış, çünkü habire seks yapmaları azıcık sinirime dokundu. Durun dinlenin makine misiniz yahu! Kitabı sevdim, seriyi seviyorum ama ilkine göre biraz sönüktü, ama bir sonrakini merakla bekliyorum. JACE!


23 Kasım 2013 Cumartesi

Etkinlik: "Son Zamanlarda"



Ne zamandır bir etkinliğe katılmamıştım. Cumartesi: İlk 10 Etkinliklerini çok severim mesela ama ne yazık ki her zaman katılacak vakit bulamıyorum. Bu etkinliği görünce hadi yazayım dedim hazır vaktim varken. Hem de nasıl durumdayım onları da görmüş olurum, insan yazmayınca unutuyor bazı şeyleri, hele ki ben! Neyse çok uzatmadan soru-cevaplara geçeyim.

1. Seni mutlu eden bir kitap haberi.
Sanırım bunun cevabı Demir Kral olacak. Gerçi şu sıralar pek fazla güzel haber alıyoruz, hepsi beni mutlu ediyor.



2. Okuyup da çok beğendin bir kitap hangisi?
Son zamanlarda Korkak ve Canavar. Gerçekten okurken çok zevk aldığın bir kitap olmuştu.



3. Okuyup da beğenmediğin, seni hayal kırıklığına uğratan bir kitap.
Asi Melekler. Ne yazık ki ilk sayfalarını geçecek kadar dayanamadım.

4. Okuma alışkanlığında bir değişim oldu mu? Son iki ayda kaç kitap okudun?
Türünde değil ama süresinde oldu. Yeni şehir, üniversite derken kitaplara biraz ara verdiğimi kabul ediyorum. 7 ya da 8 tane okudum.

5. Gözüne kestirdiğin, mutlaka okumalıyım dediğin kitaplar hangileri?
Aaa nasıl sayacağım bunları şimdi. 
Labirent: Ölümcül Kaçış, Efsane, The Darkest Minds, Seraphina, Sevgilimden Son Mektup. Aklıma ilk gelenler.

6. Etkinliği takip edenler bir kitap öner!
Rüzgarın Adı!



8. En çok hangi yayınevinin kitaplarını okudun?
Sanırım Artemis ve Dex. Ama dengeler değişecek sanırım.

9. Bu ay okuduğun en uzun kitap neydi ve kaç sayfaydı?
Gül ve Avcı - Asude, 462 sayfa


10. Hediye kitap aldın mı? Aldıysa bizimle paylaş.
Son zamanlarda hayır. Kimse kitap hediye etmiyor, nedense.

Konuşan Kitaplar ile Blog Tur - Asude || Kitap Yorumu




Nasılsınız bakalım bugün? Açıkçası ben bayağı heyecanlıyım, Doctor Who 50. Yıl, Açlık oyunları, yeni kitaplar falan derken güzel bir hafta oldu benim için. Bir de güzel bir kitabı okuyup, turunu yaptık. Daha ne isterim ki? *,*


Kitap için, önce kapağı ve kalitesi için Ephesus yayınlarına teşekkürlerimi iletiyorum. Çok ilgi çekici bir kapak olmuş, bakması bile insanın hoşuna gidiyor. Ayrıca öyle ince kapak koymamaları da daima bir artı oluyor benim gözümde. Onun dışında gayet güzel kitaplar seçiyorlar biz okurlar için. Tıpkı bu kitap gibi! Evvet, kitabımız beklediğimden farklı çıktı. Kızımızın dedektif olacağını düşünmemiştim, hele 1800lerin Londrasında! Bu gerçekten hoş bir detay olmuş, özellikle erkeğimizle çılgın karşılaşmaları -erkeğimiz deyince garip geldi :D - bunun bir historical romanda olması falan. Kızımızın dedektif olması ve ayrıca Lord ile intikam-aşk havası içinde olması kitabın sayfalarını ateşliyor. Ayrıca Asude'nin internette yayınlanan romanları varmış, onlara da bir bakmalısınız bence =)




Doctor Who 50. Yılı!!




50 yıl geçmiş bu güzel dizi başlayalı. Fangirl olmaktan en mutlu olduğum dizi sanırım. Gerçekten bambaşka bir şey, hıçkırarak ağladığım, kahkalarla güldüğüm, delicesine merak ettiğim, hikayelerinde hüzünlendiğim seri. Tüm dünya ile aynı anda izleyeceğim için çok heyecanlıyım, özellikle cnbc-e ye teşekkür ederim. Çok az yer fanların isteklerini göz önüne alıyor. Az önce aşağıdaki fotoğrafı gördüm ve çok duygulandım.





Doctor, my Doctor... Sleep well.

Yepyeni Bir Yayın Evi!

Şu sıralar çıkardığı ve çıkaracağı kitaplar ile gündemimizde olan yeni mi yeni bir yayın evi var;
Parodi Yayınları




Daha alınmayı bekleyen devam serileri ve başka kitaplar varken bir de üstüne Parodi'nin birbirinden ilgi çekici kitapları eklendi. Özellikle 3 tanesi fena halde ilgimi çekmekte *,*












21 Kasım 2013 Perşembe

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu -Gül ve Avcı || Okur Gözünde Asude



Yeni bir tur gününden daha merhabalar efeniim! Bol etkinliği ve hediyeleriyle dolu turumuzda bu gün okurların gözünden Asude'yi sizinle paylaşacağım, Asude ile nasıl tanışmışlar okuyun, muhtemelen kendinizden bir parça da bulacaksınız içinde =)


Asude ile nasıl tanıştım? Şöyle ki; ben normalde İnternet üzerinden kitap okuyan bir insan değilimdir. Fakat bir gün arkadaşımla girdiğim bir iddia sonucu Asude ile tanıştım. İddia'ya göre ben bir hikâyeyi bile başından sonuna kadar takip edemezdim. Arkadaşım bir bakıma haklı çıktı aslında... Zira Asude ve hikâyeleriyle tanıştıktan sonra, onun bir değil, birçok hikâyesini büyük bir tutkuyla takip etmeye başladım ve hala da ediyorum! O ve hikâyeleri farklıydı, bunu daha ilk paragraftan anlayabilirdiniz...
TUĞBA

Yazarımızı ilk hikâye yazmaya başladığı zamanlarda tanıdım... Okuduğum onun ikinci hikâyesiydi ve içinde beni çeken farklı bir şeyler olduğunu anlamak zor değildi. Bir kere okuduğum tarza çok benziyordu ve dizilerini çok sevdiğim Uzak Doğu kültürü üzerineydi, ama en önemlisi en baştan beri tüm yazdıklarında sizi sıcaklığı ile saran, yakınlarda bir yerlerde yaşayan hakiki birer dostu anımsatan karakterleriydi beni ona bağlayan.
SUEDA

Asude’nin kaleminde bize ait duygular sevgi, aşk, tutku, acı, ayrılık o kadar güzel yazıya dökülmüş ki siz onu kafanızda çok güzel resmedebiliyorsunuz.  Okurken bazen oradaki bir karakterin kılığına bürünüp acı çekiyorsunuz bazen de mutluluğun en yüksek derecesini hissediyorsunuz. Hikâyelerde verdiği hislerden sonra bir insan olarak da bambaşka biri... Okurlarına karşı sıcak, sevecen ve anlayışlı... Birçoğumuzu yakinen görmemiş olsa bile sanki yıllardan beri tanıyormuş gibi yaklaşıyor. Bu da onun farklılığını gösteriyor.
MERVE

Hikâye sayfalarında face hikâye âleminin 1 numarası Yamuk Prenses ve Babam İflas Edince hikâyelerine hep denk gelirdim ama okuyamadım bir türlü. Daha sonra biricik yazarım Asude'nin doğum günü münasebetiyle ona ithafen yazılan mektuplara da denk gelince artık farz olmuştu birde kendi sayfasını bulunca okumazlık edemedim. Sonra Pabucumun Ajanı hikâyesiyle küçücük bir düğmenin peşinden Üstüner Holding'e giren Deniz kızımızı takip ederek Uranüs'e kadar gittik.
NEŞE

İnternette karşıma çıkan bir hikâye ile tanıdım onu, hatta çok tuhaf bir durumdu çünkü takip ettiğim birçok yazarı gölgesinde bırakacak kurgular ve cümleleri vardı... Asude'yi ilk okuduğum günden beri bir yazar olarak gördüm ve Gül ve Avcı kitabıyla bu fikrim hayat buldu. Üstelik okurlarıyla iletişimi, diyalogu ve mütevazı tavrı ise onu eşsiz kılan başka bir yönü… Hep söylediğim gibi; "Söz konusu Asude'yse gerisi hikâye…"
SÜMEYRA

Öncelikle hikâyelerde kullanılan resimlerle dikkatimi çekti Asude. Yamuk prenses hikâyesi ise benim ilk göz ağrım. Daha sonra ilk bölümü okur okumaz takılıp kaldım. Onun hikâyelerini okuduğumda gerçekten bilmediğim pek çok şeyi öğreniyorum ve bana araştırma imkânı doğuyor. Tarihi hikâyelerin insanı derin düşüncelere sevk ediyor. Aşk, sevgi, acıma ve en önemlisi olan merhamet duygusu... Bunların hepsini barındırıyor hikâyeleri…
BÜŞRA

Sanal ortam, sosyal medya yayınlarının gözümde bir ciddiyeti ve ehemmiyeti yoktu. Ancak tatlı yazar Asude bu algıyı kirdi bende! Yazımı oldukça iyi, kurgular verilen emeği sonuna kadar gösteren cinsten... Öyle de uzun yazıyor ki bunlara hikâye demek biraz hafife almak demek nazarımda.  Efenim Asude yazımı, kurgusu, emeği bakımından gerçek bir emektar ve önemli bir yazar adayı. Şu anda 'çok satan' diye addedilen birçok yazar lakaplılardan bile çok önde! Onlardan katlarca fazla hak ettiği bir unvan bence...
AYŞE

Asude Hikâyelerle tanışalı yaklaşık iki yıl oldu. İlk okumaya başladığım hikâyesi Yamuk Prenses ve kesinlikle eşi benzeri olmayan manyak bir hikâye… Okumaya başladığım gibi hemen arkadaşlarıma şiddetle tavsiye ettim. Sonra hızla devamı geldi bir solukta diğer hikâyeleri okudum. Asude çok yetenekli bir yazar, duyguları okuyucuya birebir aktarıyor, okurken olayların içinde buluyorum kendimi. Bazen sinirden, bazen kıskançlıktan çatlıyorum Asude'nin odun, muhteşem derecede öküz, âşık ve şiddetli erkeklerine bayılıyorum.
SEVİM

Sanal âlem deyip geçmeyin burada bizim bambaşka bir dünyamız var; kederlendiğimiz anda açılan bir kapı çoğu zaman mutlu eden arkadaşlıklar kazandığım bir âlem burası. Asude her alanda özgün bir şekilde yazabiliyor;  tarihi, komedi, dram hepsinden… Ve hikâye örgüsünü mükemmel kuruyor, merak ettiriyor cümleleriyle büyülüyor ve bağımlılık etkisi bırakıyor. Sonra onunla tanıştım.  Genelde sessiz okuyucularındanımdır pek yorum atmam ama o beni tanıyordu işte kalbimi ikinci kez açması böyle oldu.
ESRA

Asude’yi bulup hikâyeleri incelediğimde en başta önyargılıydım. İlk boş anımda hikâyeleri okumaya başladım. Okudukça bağlandım ve önyargılarımın ne kadar boş olduğunu anladım. Geceleri uyumuyor başladığım hikâyeyi bitiriyordum. Yazılan tüm anları sanki olayın içindeymiş gibi yaşadım, aşkı iliklerime kadar hissettim diyebilirim. Yabancı yazarların aşk romanları severek takip ederdim ama bu hikâyelerden ve çıkan romandan sonra açıkçası Asude benim için onları solladı. Kendisiyle yüz yüze görüşme gibi bir imkânım olmamış olsa da onu sevdiğimi ve beğendiğimi de belirtmek isterim. Tanımayanlar hemen tanısa iyi yapmış olurlar.
SÜMEYRA

Asude'nin hikâyeleriyle bazı sayfalar aracılığıyla tanıştım ve ilk okuduğum günden beri de hikayelerini, romanlarını elimde kitap şeklinde okumayı hayal ediyordum. İlk satırlarından beri profesyonelliği elden bırakmadığı için, samimi satırlarıyla beni büyülediği için ve her zaman kalbimize hitap ettiği için satırlarının müptelası oldum zamanla. Her dakika yazsa okumaktan bıkmayacağım bir kalem Asude. Umarım hep yazar, her zaman bizimle olur ve inşallah Ajan serisi tez zamanda gelir. Tuna ve Deniz'i büyük bir merakla bekliyorum!
MERVE

Yaklaşık iki yıldır okuyorum. İlk başladığım dönmelerde her şeyi okuyordum fakat daha sonralar Asude’nin hikâyelerinden sonra çıtam yükseldi ve şuna inandım herkes hikâye yazabilir ama herkes o karakterlerin duygularını yansıtamaz. Şimdi sadece hissedip içinde yaşadığım hikâyeleri okuyorum ve bunlar bir elin beş parmağını geçmiyor.
SULTAN

İki yıl kadar önce mezun olmanın sevinci ve yeni bir hayatın is yaşamının kasvetinin  arasında sıkışıp kalmışken tanıştım ben Asude ile... Başlarda günlük stresimi unuttuğum büyülü bir dünyanın kapılarını bana açan hayal gücüyle gittikçe doyamadığım bir kalem oldu. Ve artık en azından o vazgeçemediğim hayal gücü harika bir kitabin içinde her satırında beni içine çağıran bir dünya oldu.. Her yeni kitap farklı bir gezegen olacak benim için ve bu büyülü alemin Uranüsünü büyük bir heyecanla bekliyorum
ECE

Asude ilk okuduğum andan beri kitap çıkarmalı bu kız dediğim ve hep takdir ettiğim, zamanla dostumda olan, vazgeçilmez yazarım. Başarısıyla gurur duyuyorum. Asude zaman geçirmek için okunacak yazarlardan değil. Ben onu okumak için özellikle zaman yaratıyorum ve en yoğun anlarımda bile, her şey geri planda kalıyor. Onu okurken nasıl hissettiğimi söyleyemem çünkü okumuyor adeta yaşıyorum. Karakterler arasında geçen her olayın izleyicisi, sözlerini kulaklarımla duyan yan tarafındaki insan gibi oluyorum.
AYŞE





16 Kasım 2013 Cumartesi

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu - Araf || Kitap Yorumu





Bir konuşan Kitaplar Blog turundan merhabalar. Bu sefer, Tatlı Bela serisi ile sevilen Jamie McGuire'in fantastik türde yazdığı Araf kitabı ile devam ediyoruz. 


Açık söylemek gerekirse kitabın başlarında kitabı çok sevdiğimi söyleyemem. Hiç özgün gibi gelmemişti. Gizemli bir çocuk, garip güçleri var, yakışıklı. Hangi genç kız buna karşı koyabilir ki? Tanıdık geldi değil mi? Başlarında okurken "Güzel yazıyorsun, akıcı yazıyorsun da özgün değilsin." diye bayağı ağır eleştirdiğimi hatırlıyorum. Hatta kızın çocuğua aşık olması da zorlama gibi gelmişti. Tıpkı fantastik öğelerin de zorlama olduğu gibi. Ama sonra bilmiyorum ne oldu ama yazar bence erkek karakterlerin aşkını çok güzel anlatıyor ve benim gibi romantik biri için nasıl güzel bir nimet anlatamam. Travis'in Abby'e söylediği cümleler nasıl içimi ısıttıysa Jared'ın cümleleri de o derece ısıttı. Aşık ve gizemli erkeklere karşı sanırım zaafım var :D 


Nina'ya genelde sinir olsam da -kim olmadı ki?- yazarın akıcılığı ve aradaki aşkın anlatılması açısından cidden çok beğendiğim bir kitap oldu. Şimdi böyle yazınca kitabı beğenmedim gibi görünüyor ama aslında sevdim, dediğim gibi yazarın kalemi eve duyguların rengi kitapta tam istediğim gibiydi. Ayrıca kapak da çok ilgi çekici, Yabancı yayınlarına bunun için teşekkür ediyoruz.