28 Şubat 2014 Cuma

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu - Sınırları Zorlamak || Yorum ve Quiz




Merhabalar efenim, bu tur için içim kıpır kıpır hem de nasıl. Öncelikle sevgili Tugçe'nin yaptığı çeviriyi okuyoruz efenim çok sevdiğim için söylemiyorum cidden çok hoş bir çeviriydi. Deme ya'dan lanet olsunlarına kadar okurken bile beni eğlendirdi Tugce'nin kitaplığı :D




Sen misin "Ben fantastik olmayan YA karakterlerini sevmiyorum :(" diyen, bu kitap geldi ağzıma kürekle vurdu resmen. Hem de defalarca. Uyumadan önce bir bölüm diye başladığım kitaba iki saniye sonra baktığımda bitmişti. Resmen göz açıp kapayıncaya kadar. Sonra hemen koşup gruba AMA NOAH'A GERİ DÖNÜLEMEZ BİÇİMDE AŞIK OLDUM. dedim. Evet yaptım bunu. Tahmin ettiğiniz gibi biz grupçak bu yakışıklıyı haremimize kattık, durur muyuz :D Bu kadar adı geçti biraz kendisinden bahsedersek, Bay Hutchins anne ve babasını yangında kaybetmiş. İki kardeşi var fakat koruyu ailede yaptığı bir hata yüzünden onları çok az görebiliyor. Bu yangın olayından önce harika notları, güzel bir ailesi ve arkadaşları olan çocuğun şimdi çok farklı olduğunu tahmin edersiniz. Tek gecelik ilişkilerle adını duyurmuş ve uzaktan bakınca bile tehlike çanlarını duyabiliyorsunuz. Bir de okula yeni gelen danışmana kendisiyle birlikte gelen bir kız var ki Noah'a göre fazlasıyla havalı ve bir o kadar güzel bir kız, Echo Emerson.




2 sene yaşadığı bir olay yüzünden okulun popüler kızından dışlanan kızına düşüşünü atlatmaya çalışan sorunlu kızımız. Danışmanı görmek zorunda ve şöyle bir gerçek var ki o gece annesiyle yaşadığı olayı hatırlamıyor ve hep uzun kollu giyiyor yaralarını saklamak için. Arka kapakta da dediği gibi birbirleri için çok yanlış... ve o kadar da doğru iki sorunlu gencin hikayesi. Echo o gece olanları hatırlamaya çalışıp abisinin ölümünü üzerinden atmaya uğraşırken Noah da kardeşlerini koruyucu aileden alıp yeniden eski haline dönmek istiyor. Ama ikisinin de istediği tek şey normal olmak. 


Şimdi de okuyanlar için ya da sadece şansını denemek isteyenler için minicik bir quiz var. Hemen koşun önce kitapçıya sonra da quize!



16 Şubat 2014 Pazar

Kitap Tanıtım - Cellat




Cellat Cihan Erdem'in tarihi/bilimkurgu üçlemesinin ilk kitabı. Kitap sanırım daha önce Dokuz Yayınları tarafından basılmış fakat Ephesus kapağıyla yeniden raflarımızda olacak. Kapağın gayet ilgi çekici olduğunu düşünüyorum, konun da öyle.



İnsan ırkının gelmiş geçmiş en iri ve ürkütücü bedenine sahip, sadece öldürmeyi arzulayan dilsiz bir cellât. Basit bir cümle ile anlatılamayacak kadar üstün zekaya sahip cesur bir asker, adil bir sultan ve gerçek bir kahraman; Yavuz Sultan Selim.


Kutsal kitap gibi taşıdığı Cellât’ı okuyarak insan öldürme cesareti bulmaya çalışan esrarengiz bir adam. Üzerinde yaşayan insanların olağanüstü bir zihinsel düzeye eriştiği, dünya teknolojisini yönlendiren bir Ada.  Tarih ile geleceği bütünleştiren, gizemli kapıları ardına kadar açan bir kitap. 


                        


Tür: Tarihi/Bilimkurgu
Sayfa: 296
Yayın: Ephesus 

15 Şubat 2014 Cumartesi

Konuşan Kitaplar ile Blog Turları - Derin Sularla Şeytan Arasında || Kitap Yorumu & Cast




Merhaba arkadaşlar, sonunda çıkmasını heyecanla beklediğimiz kitabın turuna da başlamış bulunuyoruz ki açıkçası ben çok heyecanlıyım *dırırırım* Şu son günlerde ses tellerim bayağı sorunlu, hastanelerde dönüp dolanıyorum ama siz çok şanslı olarak sesimi duymuyorsunuz, ben sizin kadar şanslı değilim tabii ki :( Öncelikle kitabın kapağını çok beğendiğimi söylemek istiyorum. Ne zaman okuyacak olsam insanların dikkatini çekiyor, gelip soruyorlar. Ayrıca cildinin mavi renkli olması da harika bence.Hem cast hem de yorum yapacağım ama önce kitap hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.


"Mektuplarını sakla ama sen öldükten sonra sevdiklerinin onları bulamayacakları kadar gizli bir yere olmasın."

Benim için çok ilginç kitaplardan biri oldu. Hani bazen bir kitaba başlarsınız ilk sayfasından sizi çeker ama ne heyecanlı olay vardır ne de cinayet, kitap akar gider sadece. Bu da öyleydi, neler olacak diye kafayı yemedim ama okumaya başladığım ilk anda resmen akıp gitti kitap, ben daha neler oluyor diyemeden. Kitap beklediğim gibi değildi. Ne beklediğimden emin değilim ama bu olmadığı kesin. Kitaptaki ilk gizem açıklandığını çok şaşırmıştım, o ne ya öyle, bu konu buradan nereye gidecek gibi bir tepkilerim oldu. İçinizde spoiler sevenler olduğunu biliyorum ama sevmeyenler adına bir şey söylemeyeceğim çünkü söylediğim en küçük şey kitabın gizemini kaçırabilir. Bence yazar belki çok orijinal olmayan ama muhtemelen bir çok insanın isteyebileceği -ben dahil!- bir "şeyi" neredeyse gotik bir tavırla işlemiş.


Tüm yetişkinlerin kötü hikayeleri vardır ve hikaye ne kadar kötüyse o kadar az konuşulur. Bir insanın kederli olduğunu bu şekilde anlayabilirsiniz. 


Eskiden zengin, şimdi yeni-fakir olan ve sanat düşkünü ailesi tarafında avrupa gezisi için evde yalnız bırakılan ve kocaman bir malikanede yaşan Violet ve Luke kardeşler için hayat misafirhanelerini kiralayan River West gelene kadar gayet normal sayılırdı. Yakışıklı, gizemli ve söylediği her şey yalan olan bir çocuktan başka kim Violet'in hayatını alt üst edebilirdi ki zaten?





      Violet White






O ukala gülümsemesi, kasları, güneşte yanmış teni ile River West



Violet'in en yakın arkadaşı Sunshine Black



Violet'in ikiz kardeşi Luke


Ciddi bakışlı, zeki ufaklık Jack



Öfke problemi olan yakışıklımız nam-ı değer Neely -Evet çok sevimli, biliyorum!-


Son olarak da kendisi ölmüş dahi olsa Violet'in anıları ve duaları sayesinde kitapta bolca dinlediğimiz Freddie


Evet, ben karakterleri buna yakın bir şekilde hayal ettim sayılır siz neler düşünüyorsunuz?







8 Şubat 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu - Demir Kral



Demir Kral
Julie Kagawa
Pegasus Yayınları
411 Sayfa
Çeviri: Meltem Uzun









Demir Periler serisinin ilk kitabı Demir Kralı cidden çok uzun süredir bekliyordum. Zaten periler ile olan kitapları çok severim, özellikle eski efsaneleri anlatan. Böyle orman perisi, Tinker Bell tarzı olanları değil. Lanetli Sevgili diye bir kitap vardı bir zamanlar, nasıl da sevmiştim onu! Tabii yayınevi neredeyse yıl aralıkla kitapları çıkarmaya başlayınca soğumadım değil. Neyse konuyu kaynattım yine, yazıya koymak için resimler arayayım derken 1 saat geçmiş, o kadar eğlenceli ve güzelleri var ki içlerinde!


Şimdi perilerin ve kapağın hastası olarak size kitabı ne kadar sevdiğimi anlatacağım sanırım. Çünkü elime alır almaz soluksuz okuduğum ve annemin "Elçin, yine mi? Kıskanıyorum :(" bakışlarına maruz kaldım. Ama ne yapabilirim ki, hemen bitiveriyor! Kitapta okuduğumuz temel 4 karakter var. Yan tarafta gördüğünüz sarışın kızımız Meghan Chase. Güzel bir kız olmasına rağmen, çiftlikte yaşıyor ve okulda pek sevilmiyor. Ah bir de tahmin edeceğiniz üzere Yaz Kral'ı Oberon'un kızı, hıhım.
Onun yanındaki yakışıklılarımızdan saçlarına kurban olduğum ise Meghan'ın en yakın arkadaşı Robbie, Puck ya da Shakespeare okuduysanız Bir Yaz Gecesi Rüyası'ndaki Robin Goodfellow. Aynen öyle.
Bir diğer yanındaki siyahlar kuşanmış gizemli şövalyemiz ise Ash ki kendisi Tekinsiz Diyar'ın -Kış işte- Prensi oluyor. Açılın dostlarım hepsi kraliyetten!
Ah bir de her şeye cevap "Ben bir kediyim." diyen ise Grimalkin. Kitabın eğlencesi de Puck ve Grimalkin'den geliyor zaten. Her şeyi şaka konusu yapan soytarı ve kibirli bir kedi olmasa nasıl bir macera olurdu bu!?


Meghan'ın küçük üvey kardeşi Ethan kaçırılıp yerine ona benzeyen bir peri konulunca onu geri almak için peri diyarı Olurolmaz'a giriyor. Adı ile ne kadar uyumlu olduğunu bilseniz şaşarsınız!
İlk kitaptan hemen bir Team Ash ya da Puck olmak istem- AH TAMAM TEAM ASH OLDUM! Daha fazla içimde tutamıyorum, gizemli ve badboy çocuklara karşı zaafım var :( Ama bu demek değil ki Puck'ı sevmedim. Zıpır zıpır, bakır saçlı sevimli yaz perisinin de yeri gönlümde çok farklı. Ama yasak aşk diyoruz, Tekin Diyarlar ile Tekinsiz Diyarlar diyoruz, düşman aile diyoruz, kan çıkar diyoruz! Heyt, her insan gibi ben de yasak şeyleri seviyorum efenim.
Dediğim gibi Ash Kraliyet ailesinden fakat genelde Yabanıl Ormanda dolanıyor ve Puck'ı öldürmeye yemin etmiş. Bu kısmı atlamış mıydım yoksa?
Yabanıl Orman demişken de yavaş yok oluyor, insanların inançsızlığı yüzünden. Periler ve peri kalanlar -!?- insanlar onları hatırladıkça andıkça var olabilirler ve bizim bu video oyunlarıdır televizyonlar ile mitleri unutuyoruz.




Şimdi neden kitabın adı Demir Periler, neden Yaz ve Kışın Gizli Aşkı ya da Tekin Diyarlarından Tekinsiz Diyarlara değil diye düşünüyor olabilirsiniz -kabul ediyorum yaratıcı değil-  şunu bilmeniz gerekir ki demir perilere çok ciddi zarar verir ve öldürür. Ayrıca bir şey daha var ki onu da kitabı okuyunca öğrenirsiniz. Bu kitapta perilere dair pek çok şey öğreneceksiniz, ben biraz araştırdığım için çoğuna aşinayım ama yazarımız bütün her şeyi içinde karma yaptığı için harika bir kitap ortaya çıkmış. Bazen çok uzadığını düşünsem de bazı yerlerin son söyleyeceğim şey, bence gidip okumalısınız olacak.



7 Şubat 2014 Cuma

Kitap Yorumu - Zoraki Düşes



Zoraki Düşes
Sally MacKenzie
Nemesis Yayınları
355 Sayfa
Çeviri: Fatmagül Ezici






Zoraki Düşes 

Sarah Hamilton, babasının ölmeden önce kendisine vasiyet ettiği şeyi yerine getirmek için Amerikadan İngiltereye doğru bir yolculuğa çıkar. Westbrook Kontu olan amcasının yanına gitmektedir. Günlerce yolculuk ettikten sonra Londraya vardığında amcasının karşısına yol yorgunluğu ile çıkmamak için bir gece -sadece bir gece- bir handa konaklayıp dinlenmeye karar verir. Ertesi gün düzgün bir şekilde amcasının karşısına çıkacaktır.

Oysa o gece o handa, Sarahnın hayatını değiştirecek bir tesadüf gerçekleşecektir.

Artık Sarah için işler, umduğundan daha farklı bir yere gidecektir.



Aylar önce aldığım ama okumaya anca fırsat bulabildiğim Zoraki Düşes kesinlikle eğlenceli ve bir çırpıda bitiveren bir kitaptı. Ayrıca kapağı ve kalitesini de çok beğendim. Zaten bu tarz bir kitap istiyordum ve apak rengi ve kabartmaları ile tercih ettiğimi söyleyebilirim sanırım.


Sarah Hamilton kızımız babasının isteği ile ölümünden sonra hiç gitmediği memleketine geri dönüyor, İngiltere'ye. Tabii o zamanlar için Amerika bağımsızlığını yeni ilan etmiş, İngiliz soyluları onları koloniler olarak adlandırıyor hala ve vahşi olarak görüyorlar. Hah, İngilizler işte! Her neyse, kızımız geliyor İngiltere'ye, amcasının yanına o pis, pasaklı halde gitmemek için bir handa konaklamaya karar veriyor ve bana kalırsa bu verdiği en güzel karar! O handa yaşadığı minicik bir olay ile kızımızın hayatı 180 derece değişiyor. Öncelikle nasıl bu kadar kibar, yakışıklı, zengin ve ukalalık derecesinde sevimli olduğuna inanamadığım James ile tanışıyor ya da öyle bir şey :D Sadece hanım kızımızın sorunları yok tabii, böyle zengin yakışıklı biri olunca sorunlar James'in üzerinden eksik olmuyor. Kafayı topraklarınızla bozmuş, hak iddia eden bir kuzeniniz varsa hayat gerçekten çok zor azizim..



"Sana ihtiyacım var Sarah. Bir şekilde kalbime, ruhuma işledin. Yanımda, yatağımda, evet, fakat aynı zamanda kahvaltı masamda, konuk odamda, Alvord topraklarında olmadığın bir yaşam hayal edemiyorum."



Okurken beni gülümseten ve her tarihi aşk romanında olduğu gibi beni deli eden bir kızın bulunduğu bir kitap oldu. Ya hepinizin özelliği midir bu, her duyduğuna inanmak ve daha çocuğa sormadan yargılamak kardeşim diye isyan etmediğimi söyleyemem arkadaşlar. Sanırım bu türü gittikçe sevmeye başlıyorum :D