24 Nisan 2013 Çarşamba

Kitap Yorumu: Dostluk Ekmeği - Darien Gee

Dostluk Ekmeği - Darien Gee
Arkadya
456 sayfa
Çeviri: Simge Ölmez









Bu, dünyadaki en kötü histir. Bir şeyleri daha iyi, daha doğru bir hale getirmek için her şeyi yapmak istersin ama yapamazsın. Yapamazsın.

Kaybetmenin, dostluğun ve affetmenin hikayesi bu. Gerçekten de öyle. Başlarında hikayeye pek de ısınamadığımı itiraf etmeliyim. İlgimi çekmiyor pek böyle kitaplar ama kapak renklerine bayıldım tek kelimeyle! Böyle alıp kucağıma seveceğim o derece. Fakat kitap için aynısını söyleyemeyeceğim.

"Hiç evladını kaybetmemiş biri bana "Şey, en azından daha iyi bir yere gitti." ya da "Her şeyin bir sebebi vardır." gibisinden laflar ederdi. Ama bunun hakkında ne bilirlerdi ki?"

Kısaca; ilk çocuğunu kaybeden bir anneye gelen Amiş dostluk ekmeği ve hamuru ile başlıyor olay. Küçük kızının ısrarı üzerine ekmeği yapıyor çünkü tadı çok lezzetli. Ekmekten çıkan hamur parçalarını dağıtıyor. Böyle böyle bütün kasabaya yayılıyor bu olay. Bazıları bayılıyor bizi birleştiren bir şey diye bazıları da hamurdan virüsmüş gibi uzaklaşıyor, ne yapılır diye. Sadece annenin -Julia Evarts- gözünden anlatılmıyor hikaye. Oğlunun ölümünden dolayı hiç konuşmadığı kardeşinin, kardeşinin arkadaşı hırslı ve iyi bir gazeteci olan Edie'nin, Julia'nın kocasının, kocasıyla boşanma evresinde olan yeni taşınmış keman virtüözünün, ve üçünün buluşma yeri olan kafenin sahibi yaşlı Madeline'nin gözünden anlatılıyor. Her birinin derdi var, her biri bir şeylere isyan ediyor, üzülüyor, içine atıyor. Kasabaya yayılan dostluk ekmeği bu insanlara yardım edebilecek mi yoksa sadece basit bir hamur mu?

"Vay canına. Çok fazla Amiş Dostluk Ekmeği var."
Julia sırıtarak, "Bir paket mayalı hamuru asla küçümseme," dedi.

Sonuç olarak kitabı bu okumak sessiz sakin, yumuşak bir şarkı dinledikten sonraki etkiyi yaratıyor insanda. Sonunu tahmin edebiliyorsun ya da neler olacak diye heyecanla bir sonraki sayfayı çevirmiyorsun. Rahat rahat okuyup bitirebiliyorsun. Bu türün meraklılarına tavsiye ederim, sıkılacaklarını sanmam. ama bu türleri sevmiyor iseniz kapağı için falan boşuna almayın, okuduktan sonra bir daha bakmazsınız.

Ve Saat sabahın iki buçuğunda, iki bin dört yüz on dokuz somun ekmekleri oldu.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder