Bu sefer bir seriyi yorumlayacağım. Çünkü kitapları bir
solukta bitirdiğim için tek tek yorumlamaya vakit bulamadım, zaten bu sene ona
pek vakit de bulamıyorum. Yayın hakları eskiden Epsilon’da olan ama sanırım
şimdi Artemis’e geçen Karen Moning’in Ateş serisinden bahsedeceğim.
Seri, dünyada en çok sevdiğim yerlerden biri olan İrlanda’da
geçiyor. Umursamaz ve rahat tavırları olan güzel, flört etmeyi seven MacKayla
Lane, İrlanda polisinden gelen bir telefon ile güneşlenmesinin bölünmesinden
hiç hoşlanmamıştı. Hoşlanmayacağı bir şey daha vardı, o da telefondaki polisin
ablasının öldüğünü söylemek için araması. Kitap, Mac’in günlüğü bir nevi. En
başta kitaptaki terimlerin açıklanması var. Sinsar Dubh, Fae, Mukaddes ve
Melunlar, Sidhe-Kâhini. Ablası Alina’nın öldürülmesiyle intikam için İrlanda’ya
giden Mac, garip şekilli yaratıklar görmeye başladığında bunların hayal
olduğuna emindi. Çünkü ya öyle ya da delirmeye başlamıştı. Jericho Barrons ile
tanışana kadar. Size bu adam hakkında ne söylesem bilmiyorum. İnanılmaz
derecede çekici olduğunu ben bile hissedebiliyorum, ama teninden dışarı yayılan
ben tehlikeliyim hissi ondan uzak dur
diyor. Söylemesi kolay tabii. Gerçi başlarda kızımızın tipi olmadığından dolayı
pek yakınlaşamıyoruz Barrons’a, bunda kendisinin de etkisi olmuyor değil.
Ablasını öldürenin kim olduğunu bulmaya çalışırken aslında kendisi hakkında
hiçbir şey bilmediğini fark ediyor Mac. Ablası acaba bir şeyler öğrendiği için
mi öldürülmüştü? Sinsar Dubh neydi? Neden herkes onun peşindeydi? Hiçbir şeyden
emin değilse bile emin olduğu tek şey vardı, ablasının katilini bulacak ve bu
şehirden canlı kurtulacaktı.
O çağrı gelmeden önce, bir geleceğim olduğunu sanıyordum. Sonrasında ise gerçekte hiç bir şey bilmediğimi keşfetmeye başlamıştım.
Siz de sever misiniz bilmem ama ben hep Kelt ve Gal mitolojisini
sevmişimdir. Periler, gizemli ayinler yapan Druid rahipleri ve İrlanda. Ama bu
kitabı okudukça gerçekten var olmadıklarına seviniyorum. Kitapta yaratık
betimlemeleri öyle iğrenç ve korkutucuydu ki –en azından benim için- artık
karanlıklarda daha dikkatli olur oldum. Kelt mitolojisi ve kendi kültürünü
harmanlayarak ortaya okunası ve pürüzsüz yazılmış bir kitap çıkarmış yazar. Ve
yazarın en sinir bozucu özelliği kitapların sonunu öyle bir yerde bitiriyor ki e bu kadar da olmaz diyorsunuz. Bir
sonraki kitap için yanıp tutuşuyorum ben şu an. Yayın hakları değiştirildiği
için ne zaman çıkar bilmiyorum ama en kısa sürede çıkmazsa İngilizcesine
başlayacağım sanırım. Ve bir de yazara küçük bir not: AZICIK AŞK GÖRMEK
İSTİYORUZ!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder