30 Aralık 2012 Pazar

Konuşan Kitaplar İle Blog Turu 2. Gün - Mart Menekşeleri | Kitap Yorumu - Alıntılar


Hayat, birine seni seviyorum demenin kararsızlığını yaşamak için çok kısadır. 



Aldatıldığını öğrenmiş, kocasından boşanmış ve patlama yapan ilk kitabından sonra 8 yıldır düzgün bir şey yazamayan içi kırgınlıklarla dolu bir kadının hikâyesi bu. Üzerine titrediği kocasının hala başka bir kadınla ilişki yaşadığını sindirememiş ve gittikçe umutsuzluğa kapıldığı bir anda küçüklüğünün geçtiği sakin bir ada evinde yaşayan büyük yengesinin çağrısı almasıyla değişiyor hayatı. Hikâye bulmak için gittiği yerde kendi hikâyesi hakkında bir şey bilmediğini de fark ediyor.



Kaldığı odanın çekmecesinde eski bir günlük bulan Emily okuduklarının büyüsüne kendini kaptırıyor. Siz de onunla birlikte eski günlüğün sayfalarında kayboluyor, gerçek dünyaya geri dönmek istemiyorsunuz. En azından ben, günlükteki Ester’in hikâyesini Emily’ninkinden daha çok beğendim. Eski ve trajik hikâyeler beni çekiyor. Shakspeare den belli sanırım. Hikâye ilerledikçe akışına kapılıyorsunuz. Karakterler gerçekten var mı? Varsa kim, kim olmalı? Puzzle parçaları yerleştirmeye benziyor. Bir bilgi kırıntısı geliyor ve siz hemen onu ana resimdeki yerine yerleştirerek yeni parçanın nerede olması gerektiğini hayal ederken buluyorsunuz kendinizi. Emily de aynı şekilde, bir yandan günlüğü çözmeye çalışırken bir yandan da boşanma nedeniyle kırılan kalbine birilerinin düzeltip düzeltemeyeceğini düşünüyor. Gençlik sevgilisi Greg ya da yeni tanıştığı gizemli ve seksi Jack. Bütün bu hengamein ortasında yengesi Bee’nin ve sevimli komşuları Henry’nin yeri neresi?

Okurken keyif aldığım, bir solukta okunabilecek kitaplardan. Gizem, tarih ve aşkı harmanlayan yazar aynı anda hem geçmişi hem de günümüzden anlatıyor. Ama en çok hoşuma giden şey Arkadya Yayınlarının tasarımıydı. Baştan sona kadar emekle hazırlanmış olduğu belliydi kitabın. Gerek kapağı, gerek ayracı gerekse içindeki sayfalar ne kadar özenli bir emeğin ürünü olduklarını belli ediyorlardı. Normalde böyle bir kitapları sevmem ama beni tasarımıyla kendine çeken bu kitaba ön yargıyla yaklaşmadığım için seviniyorum. Kitaplığımda da çok hoş bir görüntü oluşturacak.

ALINTILAR.

xx “Seninle gelemem çünkü bunu tek başına yapmaya ihtiyacın var.” Sözleri canımı sıkmıştı. Sonra söylemek istediklerini anlamam için gözlerimin içine baktı. “ Em, evliliğin bitti ama sen bir damla bile göz yaşı dökmüyorsun.”

xx Her sabah bilgisayarın başına oturup vasat bir cümleyle yaptğım gibi kendimi sorgulamayacak ya da düzeltmeyecektim. Bu Mart ayında benim hayatım özgürce yazılacaktı.

xx “Sana yazıp yazmamayı çok düşündüm ama hayat, birine seni seviyorum demenin kararsızlığını yaşamak için çok kısa.

xx Kalbim üzgün ve yalnız.
     Sadece seni özlüyorum sevgilim, sadece seni…

xx Yazmak üzücü bir yoldur.

xx Mektuplar yaşam, umut ve beklentiyle dolu olmalarına rağmen satır aralarına kazınmış pişmanlığı ve kederi sen de göreceksin. Fark edeceğin gibi o sessiz, sakin biridir, tıpkı senin gibi…





Tur Takvimi;

15 Aralık 2012


16 Aralık 2012


 *8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…


Katkılarından dolayı Arkadya Yayın evine teşekkür ederiz. Konuşan kitaplar ile Blog turları son hız devam edecek!



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder