Konuşan Kitapların ilk blog turunun ikinci gününe hoş geldiniz. Önce yayın takvimimize göz atalım.
Tur Takvimi;
15 Aralık 2012
Yazar Tanıtımı - http://kahvekokulukitap.blogspot.comKitap Tanıtımı - http://kitapsayfalarii.blogspot.com
Ön Okuma - http://kordugumhayaller.blogspot.com/
Ön Okuma - http://kordugumhayaller.blogspot.com/
16 Aralık 2012
Alıntılar - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/ vehttp://kitapasigi.blogspot.com/
Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi - http://asabibakire.blogspot.com
Kitap Yorumu - 8 blog* birden…
Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi - http://asabibakire.blogspot.com
Kitap Yorumu - 8 blog* birden…
*8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…
Kansas’ın küçük bir kasabasında öldürülen ve insanlarca on yedi yıl
boyunca kutsal kabul edilen Small Plains Bakiresi ve hayatlarını etkilediği
insanların hikâyesi bu.
Abby, Mitch ile sonsuza kadar birlikte olacaklarını düşünüyordu. O gece
de, her şeyin baştan sona değiştiği gece, aklından geçen düşünceler bunlardı.
Ta ki sabah kalkıp Mitch’in onu terk ettiğini ve hiç konuşmadan kasabadan
ayrıldığını söylediği ana kadar. Şimdi Mitch’in hiç habersiz geri dönüşüyle
ilgili kafasının karışması normal. Çünkü o, kendisini on yedi yıl önce ne
Abby’e ne de en yakın arkadaşı Rex’e haber vermeden kasabadan çekip giden ve
bir daha haber alamadığı sevgilisi. Evet, Abby kafasının karışmasında
kesinlikle haklı olduğunu düşünüyor. Düşündüğü bir şey daha var o da ne kadar
inatçı olduğu. Mitch’in Bakire’nin cesedinin bulunmasından bir gün sonra neden
ortadan kaybolduğunu bulmayı kafasına koymuş durumda. Cinayeti onun işlediğini
falan düşünmüyor elbette çünkü o gece birliktelerdi. O zaman neden gitti?
Mitch’in annesi Nadine’in söylediği gibi Mitch sadece ondan uzaklaşmak mı
istiyordu? On yedi yıldır kafasını kurcalayan bu soruya cevap bulmakta haklı
olduğunu düşünüyor ve bunu kafaya koymuş. Cidden, Abby bir şeyi kafasına
koyduysa onu gerçekten yapacaktır.
Peki, Rex Mitch’in geri dönüşü hakkında ne düşünüyor? Onun pek bir şey
düşündüğünü söyleyemeyiz, çünkü Bakire’nin kimliği ile sorular sormaya başlayan
Abby onun kafasını karıştırmaya başladı bile. Ne kadar konuyu deşmek istemese
de o da artık mezar taşına bir isim vermek istiyor.
Huzur seninle
olsun.
23 Ocak 1987
Kitap birçok karakterin ağzından anlatılıyor. Her karakter sırrın
kendine ait parçasına ait bilgiler verirken siz de bulmacanın parçalarını
birleştirip kendi çözümünüzü yaratıyorsunuz. O kadar sürükleyiciydi ki elime
almamla bitirmem bir oldu. Daha görür görmez kapağını vurulduğum kitabın beni
kara çıkarmamasına da sevindim. Çoğu kişi kitabın adına bakarak ben bunu okumam
deyip geçiyor –şahit oldum!- ama ön yargıları bir kenara bırakmanız gerekiyor.
Neye ön yargıyla yaklaşıyorlar onu da anlamıyorum. Kitabın beğenmediğim
yönlerinden biri her şeye çok çabuk atlaması oldu, olaylar birden gelişiyor
birden bitiyor. Gerçi gerilim romanlarının çoğu böyle ama ben biraz daha yavaş,
sindire sindire anlatılan hikâyeleri seviyorum. Yine de Bakire, arka kapak
yazısı bile gizem heceleyen bir kitap, siz de okuyup parçaları birleştirmekten
benim kadar zevk alacağınıza eminim.
Alıntılar
*İnsanlar açılmak istemez Abby.” Dedi Verna. “Psikoloji meselesi. İnsanlar sorunlarını atlatmak ve hayatlarına devam etmek ister.
*Bana kim olduğunu söylersen,” diye seslendi ölü kıza, “adını herkese duyuracağıma söz veriyorum.”
*Çocukluğunu geçirdiği bu toprakları ne kadar sevdiğini, dört bir yana uzanan düzlüklerin insana verdiği sonsuzluk hissini unutmuştu. Alçak tepelerin zirvesine tırmanıp dört farklı yöndeki dört farklı kasabaya bakabilmenin güzelliğini, dümdüz ufuk çizgisini hedef alıp yoruluncaya kadar yürümeyi ve yolda hep tanıdığı insanlarla karşılaşmayı, güvende hissetmeyi unutmuştu. Sevildiğini hissetmenin nasıl bir şey olduğunu unutmuştu, kendi anne babası tarafından değilse bile tüm kasabalılar tarafından.
*Büyüyünce olacağını düşündüğü erkeğe dönüşememişti. Olaylar onu değiştirmiş ya da olayların onu değiştirmesine izin vermişti.
*Rex, güzel kızın en yakın arkadaşı, güvenilir dost. Hiç bir zaman sevgili değil. Damat olmayı hayal eden zavallı nikâh şahidi. Sırdaşlıkla yetinmeyi biliyordu. Her zamanki gibi kendini, milyonlarca kadın beni sevse ne yazar, gerçek erkek tek bir kadının sevgisine ihtiyaç duyar ve bir gün o kadını bulacağım diye kendini avuttu.
-
Katkılarından dolayı Ephesus Yayınlarına teşekkür ederiz. Konuşan Kitaplar ile Blog Turları son hız devam edecek!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder