**Pekâlâ, hayatım,” dedim.
“Ama seni uyarmam gerek. Benden bir peri masalı bekleme.” Jennifer yanımdaki sandalyeye oturdu. “Bu iyi,” dedi gülümseyerek. “Peri masallarından hiç hoşlanmam."
"Ve bu masalın kötü tarafları da var,” dedim, verdiğim karardan ötürü tereddüt eder olmuştum.
Jennifer başını salladı. “Peki, mutlu bir sonu var mı?”
“Bundan pek emin değilim."
“Ama seni uyarmam gerek. Benden bir peri masalı bekleme.” Jennifer yanımdaki sandalyeye oturdu. “Bu iyi,” dedi gülümseyerek. “Peri masallarından hiç hoşlanmam."
"Ve bu masalın kötü tarafları da var,” dedim, verdiğim karardan ötürü tereddüt eder olmuştum.
Jennifer başını salladı. “Peki, mutlu bir sonu var mı?”
“Bundan pek emin değilim."
**Üzerinde üniformasıyla
öylece duruyor, dalgalar kıyıya vururken çekingen bir şekilde bana
gülümsüyordu. Kuvvetlice kıyıya çarpan dalgaların sesini ve hemen ardından kumu
öpen milyonlarca köpüğün çıkardığı fışırtıyı duyabiliyordum. Gözlerimi sıkıca
kapattım ve onu, hızla dağılan uyku sisinin arasında beklerken buldum. Gitme,
diye yalvardım tüm kalbimle. Kal. Kal lütfen. Beni çağıran gülümseyişi ve bana
doğru uzattığı kollarıyla söz dinler bir şekilde yeniden beliriverdi. O an
kalbimde, uzun zamandır hissetmediğim tanıdık bir çarpıntı hissettim. Özlemin
ta kendisiydi bu.
**“Anne, ilk
karşılaştığımız gün ne konuştuğumuzu hatırlıyor
musun? Bana, hayatın özgür iradeyle alakalı olduğuna
inandığını söylemiştin.” Ardından Westry hafifçe saçlarımı
okşadı. “Senin hayatın mutlu, huzurlu ve aşk dolu olacak,
çünkü sen kaderini o şekilde çizeceksin.”
musun? Bana, hayatın özgür iradeyle alakalı olduğuna
inandığını söylemiştin.” Ardından Westry hafifçe saçlarımı
okşadı. “Senin hayatın mutlu, huzurlu ve aşk dolu olacak,
çünkü sen kaderini o şekilde çizeceksin.”
**İşte o an, bu küçük, gizli dünyamızı ne çok sevdiğimi ve o şekilde
kalmasını ne kadar çok istediğimi fark etmiştim.
kalmasını ne kadar çok istediğimi fark etmiştim.
**Yakındaki bir ağaç dalından
düşen şarap rengi iki yaprak,
sonbahar rüzgârıyla bir süre farklı yollarda dans etti ve sonra
yavaşça yere süzülerek ıslak zeminde yan yana yerlerini aldı.
sonbahar rüzgârıyla bir süre farklı yollarda dans etti ve sonra
yavaşça yere süzülerek ıslak zeminde yan yana yerlerini aldı.
**Olacakları bilseydik,yine de
gider miydik?
**Elbette her şey aynen
bıraktığım
gibiydi. Ama öyle olmadığını biliyordum. Ve onları bir daha
asla eski haline döndüremeyeceğimi de...
gibiydi. Ama öyle olmadığını biliyordum. Ve onları bir daha
asla eski haline döndüremeyeceğimi de...
bir amber çiçeği ağacı görünüyordu. Bizim
bungalovumuz.
Kumsalda adalı bir kadın geziniyordu. Bu tablo, bungalovdaki
resmin manzarasına eşlik ediyor gibiydi; birbiri ardına çekilmiş
iki fotoğraf karesi gibiydiler.
Kumsalda adalı bir kadın geziniyordu. Bu tablo, bungalovdaki
resmin manzarasına eşlik ediyor gibiydi; birbiri ardına çekilmiş
iki fotoğraf karesi gibiydiler.
**Westry derin bir nefes
aldı. “Diyor ki: Bana sımsıkı sarıl,
yaptığın büyünün etkisi geçmeden; Toz pembe bir
hayat bu;
Beni öptüğünde cennet iç çeker; Ve gözlerim kapalı olsa bile,
toz pembe görürüm hayatı; Beni bağrına bastığında, bambaşka
bir dünyaya giderim, güllerin çiçek açtığı; Ve sen konuştuğunda,
melekler şarkı söyler.”
Beni öptüğünde cennet iç çeker; Ve gözlerim kapalı olsa bile,
toz pembe görürüm hayatı; Beni bağrına bastığında, bambaşka
bir dünyaya giderim, güllerin çiçek açtığı; Ve sen konuştuğunda,
melekler şarkı söyler.”
Çekiliş için!!
Güzel blog, kolay gelsin....
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :D
Sil