27 Ocak 2014 Pazartesi

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu - Labirent: Ölümcül Kaçış || Kitap Yorumu



İyi akşamlar baylar bayanlar. Film tanıtımını ve Super Six Sunday yaptığım kitabın en son olarak yorumuna geldi sıra. Kitap bana gelene kadar kapı çalmaya utanan, telefonda trip atan, suratı asık getiren derken bütün bütün kargocuların elinden geçti sanırım. Ama bu kitap için o kadar heyecanlıydım ki umursamadım bile!



Zaten elime aldığım an yerimden bir kere bile kalkmadan bitirdim. Çok ciddiyim, zaten büyük bir beklentiyle başlamıştım kitaba ve James Dashner beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Açlık Oyunları ve Uyumsuzdan sonra en sevdiğim distopyalar arasına tepeden giriş yaptı. Bir asansörün -kutu?- içinde adından başka bir şey hatırlamayarak uyanan Thomas kendisi gibi olan genç çocuk bir sürü kişiyle karşılaşır. Ne kadar korktuğunu tahmin edersiniz sanırım. Çocuklar da ne olduğunu bilmiyor. Kendilerince bir düzen kurmuşlar yemek, temizlik, çiftlik ve etrafı keşfetmek için bölümlere ayrılıyorlar. Ve her 30 günde bir gelen çocuk da bunlardan birine giriyor.





Kitap biraz yavaş ilerlemesine rağmen cevap bulmaya çalıştığınız sorularıyla sizi sıkmıyor. Neler olacak, neden buradalar, o labirent ne derken bir bakmışsınız kitap bitmiş ve aklınızda cevap bulduğunuzdan daha çok soru oluyor. Kitabı okurken sahneleri gözünüzde canlandırmanız gayet kolay.Umarım Pegasus devam kitaplarını çıkarmakta gecikmezler, çünkü böyle sonlardan sonra beklemek ölüm gibi oluyor! :D





26 Ocak 2014 Pazar

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu | Super Six Sunday - Kayran'da Hayatta Kalmanın Yolları



Merhabalar yeniden. Bu postta Super Six Sunday temasını kullanarak Kayran'da hayatta kalmak için neler yapmak gerek onları anlatacağım. Eh, belli olmaz şimdi kimin Kayran'a düşeceği...




  • İlk ve en büyük kural; Duvarlar kapandıktan sonra ASLA ama ASLA dışarıda kalma. Çok ciddiyim dostum, biliyoruz ki şimdi hiçbirimiz Tommy falan değiliz öyle olsak bize de bir kitap yazarlardı. O yüzden bence bi delilik yapıp gece labirentte kalmayın, yaptığınız son delilik olabilir.
  • Izdırap verenler tarafından ısırılmayın. Biliyorum bunu isteyerek yapacak haliniz yok da hani Koşucu falan olmuşsanız dikkatli olun. Serum almazsanız muhtemelen yaratıkların adına uygun bir şekilde ölürsünüz.
  • Kayran'da herkesin bir görevi vardır. Doğramacılardan tutun, çiftlik görevlerine, temizlikçilerden koşuculara herkes bir şeyler yapıyor. Eğer Kayran'da isen bunlardan birini yapmak zorundasın.
  • Liderleri dinle. Bazen istemediğiniz kararlar veriyor olabilirler fakat unutmayın her şey Kayranlılar için. Eğer bir Lider iseniz de bütünün çıkarlarını gözeterek karar verin. Mümkünse adil olun.
  • Cesur olun. Size en başta delilik yapmayın dediğimi biliyorum fakat cesur olmak ile deli olmak aynı şey değil zaten. Eğer birileri size kurtuluş yolunu bulduk labirente gireceğiz diyorsa onu dinleyin ve peşinden gidin. Kayran da ütopya sayılmaz zaten.
  • Ve son olarak kendinizden birini öldürmemeye çalışın. Kendinizi William Golding kitabının içinde hissediyor olabilirsiniz ama "İnsan doğuştan kötüdür." teorisini kanıtlamaya gerek yok. Ayrıca bu yasak bir davranıştır. Eğer Kayranlı birini öldürür ya da buna teşebbüs ederseniz kendinizi uçurumun dibinde bulabilirsiniz.  


25 Ocak 2014 Cumartesi

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu - Labirent: Ölümcül Kaçış || Film Tanıtım



Merhabalar efenim! Bomba gibi bir tur ile devam ediyor Ocak ayı. Benim bayıla bayıla okuduğum, Pegasus'a raflarımıza kazandırdığı için çok teşekkür ettiğim, devam kitaplarını beklerken muhtemelen saçlarımı yolacağım bir kitap kendisi. Kitabın adından çok hoşlanmasam da konuya hakim bir isim olduğunu kabul edeceğim. Ve orijinal kapak olmasına da çok sevindim, gerçekten harika bir kapak.




Cast seçimi benim özellikle hoşuma gitti. Genelde kitaptan beyazperdeye uyarlanan filmlerin oyuncuları pek kitaptakilere uymaz. Fakat bunda kitabı dikkate alarak seçmişler sanırım. Ve gördüğümüz fotoğraflara da bakarak iddialı bir film olacağa benziyor.



Kendisini bir çok filmden bildiğimiz ki benim en çok Teen Wolf ile tanıdığım, mimikleri ya da oyunculuğuyla sevimli bulduğum Dylan O'Brien Thomas'ımızı oynuyor. Kendisine esas oğlan diyebiliriz aslında.



Geldiğinde Kayran'daki tüm erkeklerin dikkatini çeken zeki kızımz Teresa'yı ise Kaya Scodelario oynuyor ki ben kendisini Skins'te tanıyıp beğenmiştim.



Chuck'ı ise Blake Cooper oynayacakmış. Benim aklımda bu şekilde oluşmamıştı karakter ama bakınca bu çocuktan tam Chuck olur diyorum. Sürekli konuştuğunu, Thomas'ın onu sevdiğini hayal edebiliyorum. 




En sevdiğim karakterlerden biri olan Newt ise Thomas Brodie-Sangster oynayacak. Game of Thrones'ta çok beğeniyorum çocuğu -Jojen- burada da seveceğim muhtemelen. Şuna baksanıza ne tatlı!!! 




Benim için kitaptaki önemli karakterlerden biri de Koşucu olan Minho, Ki Hong Lee tarafından canlandırılacakmış. Kitapta Asyalı olduğunu hatırlamıyorum nedense Minho'nun ama adından anlamam gerekirdi zaten. Ki Hong yeterince karizmatik duruyor rol için.


Bu fotoğrafta gördüğünüz DEVASA duvarlar da Kayran'ı labirentten ayıran ve bir bakıma koruyan kapılar. Kafamda hayal ettiğim ile birebir görüntüsü anca bu olabilirdi. 



19 Eylül 2014 yayın tarihli olan filmin henüz fragmanı yok. Sadece paylaşılan bir kaç fotoğraf var.






Çok sevimli.

Kitap tanıtımı için çekilen fragman, çok başarılı olmuş.




Ve son olarak WCKD adına bir site yapmışlar, yaratıcılar Kayran'ı izlerken. Film tanıtımı için gayet hoş olmuş.




23 Ocak 2014 Perşembe

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu - İlk Defa || Kitap Yorumu



Merhabalar efenim, nasılsınız? Havalar da nasıl güzel gidiyor, korkuyorsunuzdur umarım. Çünkü o kadar distopya romanı okuduktan sonra ben delicesine korkuyorum Ocak ayında havanın 20 derece olmasından. Neyse, biz yine de pozitif yaklaşalım bu duruma -HEPİMİZ ÖLÜCEEEZZ!!-



Kitabın konusunu biliyorsunuzdur bilmiyorsanız da özet geçeyim. Bliss, son sınıf ve bakire olarak üniversiteden mezun olmak istemediğine karar verir ve tek gecelik bir ilişki için arkadaşı ile bir bara giderler. Tabii ki orada hayatında görüp görebileceği en yakışıklı ve sevimli biriyle karşılaşır, Garrick. Tamam oldu bu iş derken Bliss alır çocuğu kendi evine getirir. Dikkat edin bu kısma -kendi evine. Bunlar ısınmışlarken olaya kızımız hazır olmadığını düşünür ve saçma sapan bir bahaneyle çocuğu kendi evinde çıplak ve yalnız bırakıp gider. Bunun çok da büyük bir sorun olmadığını düşünebilirdi, aynı sitede oturmasalar ya da sabah derse gittiğinde yeni hocasının Garrick olduğunu görmese....







Gördüğünüz gibi hikaye aslında tam bir romantik-komedi türü tesadüfle başlıyor. Romantik-komediler ile aram olmasa da bu kitap kesinlikle favorilerim arasına girdi. Yasak olmasına rağmen -Amerika'da öğretmen-öğrenci ilişki etiği çok ciddiye alınıyor- birbirlerine karşı koyamaması, Bliss'in şapşal tavırları, Garrick'in flörtöz tavırları, ikilinin yaşadığı komik durumlar derken kendimi sürekli gülümserken buldum. Ayrıca kitabın tamamen seks ile ilgili olmaması da hoşuma gitti, bazen çok sıkıcı olabiliyorlar. Bitirmeden önce Garrick için söylemem gereken şey;




20 Ocak 2014 Pazartesi

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu - İlk Defa || Karakter Analizi




Merhaba sevgili takipçilerim ve ben nereye girdim ya diyenler! Bizim kitap karakteri erkek arkadaş listemiz gittikçe büyüyor ve İlk Defa'nın esas oğlenı Garrick bu listeye tepeden giriş yaptı! Gelin biraz nasıl biriymiş Garrick, beni -bizi!- kendine nasıl aşık etmiş ona bakalım.



Garrick daha kitabın ilk sayfalarından okuyanların iç çekmelerini sağlayacak bir karakter.Belki de İngiliz aksanındandır, emin değilim :D Çok sırıtmayan bir ukalalığı, zekice ve güldüren esprileri olan ve kapıda kaldığı zaman bir bara gidip Shakespeare okuyan bir İngiliz oyuncu. Ne istediğini biliyor, yasak olduğu için hislerine karşı çıkmaya çalışıyor ama yeniliyor tabii ki. Bir adamın hislerine karşı koyamamasından daha çekici bir şey yok. Anladığınız üzere kendisi bir bad boy değil. Yine de çılgınlık yapmayı seven, tutkulu ve motosiklet olan -seksi! tam bir centilmen. Ayrıca Bliss'i ondan daha iyi tanıyor ve o bilmese de Bliss'in ne istediğini, ne zaman hazır olup olmadığını anlayabiliyor. İşini kaybetmesine neden olacak olsa bile Bliss'in ne zaman ihtiyacı olsa hep onun yanında oluyor. Bir kız daha ne ister ki! Kitabın sonunda Garrick'in ağzından anlatılan bir bölüm var orada onu daha iyi anlayabiliriz.


"Ne? Şimdilik sana sahip olamıyor olmam, onun seninle birlikte olmasını sorun etmeyeceğim anlamına gelmez."


Bliss ise, kontrol manyağı denebilecek az biraz mükemmelliyetçi bir kız. Üniversitenin son senesinde ve hala bakire ve bundan "kurtulmaya" çalışıyor. Ama onun gibi bir kız için tek gecelik birini arasa bile uygun birini bulmak zor. Biraz kararsız, hala üniversiteden sonra ne yapacağına karar verememesinden ve Garrick'e bir olur bir olmaz demesinden anlayabiliyorsunuz.  En azından kendine de olsa dürüst, hocasını seksi bulduğunu ve onu istediğini kabul ediyor. Çok gergin davranabiliyor ve panik olmaya meyilli bir karakteri var. Eteklere, dar pantolonlara ya da mücevherlere düşkün olmayan, dış görünüş konusunda sade biri. Yine de Garrick'i kaptığı için biraz kıskanmadığımı söyleyemem -,-



“Tatlım, şu an birinin sevimli küçük kız kardeşi gibi görünüyorsun. Hiçbir erkek küçük kız kardeşini becermek istemez. İstiyorsa da sen onun yanında olmak istemezsin.”



Cade, Bliss'in en yakın arkadaşı. Düzgün, örnek bir sevgili adayı tipli -kime göre!- Kelsey de Bliss'in yakın arkadaşı ve tam bir Amerikalı üniversite öğrencisi gibi. Yani, barlara ya da gece kulüplerine giden dans ve flört etmeyi seven ve bir bakıma Bliss'in azıcık tersi denebilecek biri. Aslında kitapta bir kaç tane daha karakter var ama biraz romantik-komedi tarzı bir roman olduğundan karakterlerin derinliğini okuyamıyoruz.


18 Ocak 2014 Cumartesi

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu - İlk Defa || Kitap Tanıtımı





Yeni tur heyecanı basmışken bizleri
Dedik merakta bırakmayalım sizleri
Biz tanıtalım sizlere yeni kitabı
Birazcık da atalım heyecanımızı.


Evet, size özel şiir denemelerimle yazılarımı renklendirmeye karar verdim ve bu muhtemelen ilk ve son olacak. Yeni yılın ilk turunda sizleri berbat şiirlerimle edebiyattan bıktırmak istemiyorum. İlk tur demişken adına uygun olarak Pena yayınlarından İlk Defa isimli kitabı konuk ediyoruz.




İlk Defa
Cora Carmack
Pena Yayınları
278 Sayfa
Çevirmen: İmge Tan




Üniversitenin tek bakiresi olarak mezun olmak istemeyen Bliss hızlıca birini bulup bu işi çözmeye karar verir. Mümkün olduğunca çabuk... Tek gecelik bir ilişki... Bliss o kişiyi bulur ancak gerçekten gülünç bir bahaneyle onu yatakta bırakarak kaçar. Ertesi gün sınıfa giren yeni tiyatro öğretmeni ona çok tanıdık geliyordur. Bliss tam sekiz saat önce onu yatakta bırakmıştır... Yalnız... Çıplak...









Başta kapağı hoşuma gitmeyen ama gördükçe renklerine bayıldığım kitap böyle. Ve ben onu bu şekilde okuyorum;



Ve küçük bir spoiler İngiliz erkeklerini seviyorduk değil mi? :D

16 Ocak 2014 Perşembe

Çok Yakında!

Kapağının ve isminin ne olacağını merak ettiğimiz kitabın kapağı sonunda yayınlandı!






Geçmişi sırlarla dolu esrarengiz Freddie… Ölü Freddie’nin hatıralarına düğümlü Violet White… Çarpık gülüşlü, mükemmel yalancı River West…
Okyanus kıyısındaki sıradan kasaba Echo’da her şey olağandı. Ta ki bir gün esrarengiz yabancı River West, White ailesinin köhne malikânesi Citizen Kane’in misafir evini kiralayana kadar… Çarpık gülüşlü, zeki ve mükemmel bir yalancı olan River, birkaç gün içinde hem Violet’ın hem de tüm Echo kasabasının hayatını değiştirir. 
Doğaüstü yetenekleri olan River, herkes için tehlike saçarken, Violet için hem tekinsiz bir yabancı hem de karşı konulmaz bir varlıktır. Bu gizemli misafirle birlikte White ailesinin sırları da birer birer ortaya çıkmaya başlayınca, Violet kendisini sımsıkı bir düğümün ortasında bulur. 



Yazı tipine ve renklerine bayıldım ben kitabın. Çok yakında raflarda ve Konuşan Kİtaplar ekibiyle turumuzda ağırlayacağız. Bekleyin!





"Book Spine Poetry" ETKİNLİĞİ

Vampirellanın Güncesi çok eğlenceli bir etkinlik bulmuş, görünce hemen kitaplığıma koşup başlamak istedim. Birazcık saçmalamış olabilirim ama bu kadar çıkıyor şimdilik.

Aşık ve onu bırakmasını istemeyen sevgilisine yazdığı şiiri okuyabilirsiniz;





Ben Ölene Kadar
Beklediğim Sendin
Sende Kendimi Buldum
Beni Bırakma
Tutku
Serseri
Lanetli Sevgili

Hatta şiirimizi başlığı da Karanlık Sular.

13 Ocak 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu - Ara Dünya


Ara Dünya
Neil Gaiman 
Michael Reaves
İthaki
Çeviri: Emine Ayhan
214 Sayfa







Bu kitabı alalı aylar oldu ama neden okumadım bilmiyorum. Dün odada dolaşırken gözüme takıldı, ince zaten azıcık okurum deyip elime almamla bitirmem bir oldu. Şimdi diyorum kendime, bu kadar bekletecek ne vardı Elçin?


Nereye gidersen git. Başına ne gelirse gelsin. Şunu bil, Joey. Seni seviyorum ve ne olursa olsun hep seveceğim ve... Doğru olanı yaptığını biliyorum. Sadece... sadece canım yanıyor, o kadar.

Başta size karışık gelebilecek bir kitap. Bilim-kurgu filmlerinden fırlayıp sayfaların arasına giriveren ve beynimizin kullanılmayan kıvrımlarını kullanmaya davet eden bir hikaye. Sizi Altiverse'den Multiverse'ye, birbirinden beter büyücüler ve yapay zekacılara -?-oradan Yürüyüşçüler ile birlikte Ara Bölgeye yürütüyor -küçük y ile.


İnsan Ara-Bölgedeyken kendini Einstein'ın en berbat kabuslarının içindeymiş gibi hissediyordu.


Benim geç okuduğumdan dolayı çok pişmanlık duyduğum bir kitaptı. Ve kesinlikle çok eğlenceliydi, o araya serpiştirilen fizik terimleri ve inanın okumaktan yorulduğum ders isimleri, insanın hayal etmekte zorlandığı mekan tasvirleri, sizi korkutacak yaratıklar ve ilginç şekilde hem büyü hem de bilimin aynı anda var olduğu dünyalar ve hepsinden eğlencelisi o diyaloglar! Beni hiç hayal kırıklığına uğratmayan bu kitabı size şiddetle tavsiye ediyorum baylar bayanlar. Ve son olarak yazarlarımızdan;