Merhaba hepinizee! Fantastik diyarlarda yepyeni, sihirli ve kanlı bir gün daha. Klasik. Bu sefer Dex'in fantastik kitaplarından Yıkılan Krallıklar'ı turumuza konuk ettik, ve ben açıkçası çok sevdim. Şimdi Yıkılan Krallıklarda büyü neymiş nasılmış yazarın bize gönderdiklerine bakalım.
Mitika topraklarındaki ve Yıkılan Krallıklar dünyasının
tümündeki sihir zaman içinde giderek kaybolmuş; artık sadece çocuklara
anlatılan aptalca hikayelerde yer alacak hale gelmiştir. Bir milenyum kadar bir
süre sadece efsanelerde var olmadığına dair elle tutulur bir kanıt
görülmemişti. Elementia adındaki bu sihir ateş, su, hava ve topraktan
gelmektedir. Kendini cadı sayanlar vardır ve bu elementlerden bir ya da ikisini
kullanabilmektedirler. Cadıların, ölümlü dünya dışında yer alan ve Mabet adı
verilen yerde yaşayan, ölümsüz varlıklar olan Gözcüler’in dölleri olduklarına
inanılmaktadır. Bu ölümlü cadılar sihirlerini kan dökerek güçlendirebilirler;
ne kadar büyük bir kurban sunulursa güçleri o kadar fazla olur… Kısa bir süre
için. Şimdi, yeniden doğan bir büyücünün varlığına dair bir kehanet söz
konusuydu; bin yıldır benzeri görülmemiş bir büyücü. Dört elementi de kendi isteği
ile çağırıp, yönlendirebilen bir büyücü.
Ve bir de Kindred efsanesi vardı; Elemetia’nın kaynağını taşıyan dört kristal. Hem Gözcüler hem de bu hikayelere inanan ölümlüler bunun gibi bir güce ve sihrin kaynağına sahip olabilmek için peşine düşmüşlerdi.
Ve bir de Kindred efsanesi vardı; Elemetia’nın kaynağını taşıyan dört kristal. Hem Gözcüler hem de bu hikayelere inanan ölümlüler bunun gibi bir güce ve sihrin kaynağına sahip olabilmek için peşine düşmüşlerdi.
Bir de kitabın içinden minik bir parçamız var hem yazarın kalemini hem de Yıkılan Krallıklar'da büyüyü görebilirsiniz. Küçük bir spoiler var içinde, eğer sorun etmezseniz.
Elini, Magnus'un yaralı yanağına koydu. Ağabeyinin tenine değen teni ısınmaya yumuşak beyaz bir ışıkla ışıldamaya başlamıştı. Isı yükselirken, Magnus, Lucia'nın masmavi gözlerinin içine bakıyor,geri çekilmemek için direniyordu. Canı yansa da, kıpırdamadan durdu. Lucia en nihayetinde elini çektiğinde, Magnus dokunduğu yanağın -çocukluk yarası dışında- ne denli pürüzsüz olduğunu hissetti. eni açılan derin tırnak izleri kaybolmuştu. Lucia, toprak büyüsünü kullanarak kendisini toprak büyüsüyle iyileştirmişti.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder